Camila Cabello - Something's Gotta Give Türkçe Çevirisi
Loving you, I thought I couldn't get no higher
Seni sevmenin, beni daha fazla uçuramayacağını düşünmüştüm
Your November rain could set night on fire, night on fire
Kasım yağmurun bir geceyi ateşe verebilir,ateşe verebilir
But we could only burn so long
Ama biz sadece uzunca yanabilirdik
Counterfeit emotions only run skin deep
Sahte duygular sadece cildimize derin bir şekilde işliyor
Know you're lying when you're lying next to me, next to me
Yanımda uzandığın zaman yalan söylediğini biliyorum, yanımda
How did we get so far gone?
Nasıl bu kadar uzaklaştık?
I should know by now, you should know by now
Şimdiye kadar bilmeliydim, şimdiye kadar bilmeliydin
We should know by now
Şimdiye kadar bilmeliydik
Something's gotta give, something's gotta break
Bir şeyler verilmeli, bir şeyler kırılmalı
But all I do is give, and all you do is take
Ama yaptığım tek şey vermek, ve yaptığın tek şey ise almak
Something's gotta change, but I know that it won't
Bir şeyler değişmeli, ama biliyorum ki değişmeyecek
No reason to stay is a good reason to go
Kalmak için bir neden olmaması gitmek için iyi bir neden
Is a good reason to go
Gitmek için güzel bir neden
I have never heard a silence quite so loud
Sessizliğin bu kadar gürültülü olduğunu hiç duymamıştım
I walk in the room and you don't make a sound, make a sound
Odaya giriyorum ve sen ses çıkarmıyorsun, ses çıkarmıyorsun
You're good at making me feel small
Beni küçük hissettirmede başarılısın
If it doesn't hurt me, why do I still cry?
Eğer o beni incitmiyorsa, neden hala ağlıyorum?
If it didn't kill me, then I'm half alive, half alive
Eğer beni öldürmediyse, o zaman nasıl yarı hayattayım, yarı hayattayım
How did we get so far gone?
Nasıl bu kadar uzaklaştık?
I should know by now, you should know by now
Şimdiye kadar bilmeliydim, şimdiye kadar bilmeliydin
We should know by now
Şimdiye kadar bilmeliydik
Something's gotta give, something's gotta break
Bir şeyler verilmeli, bir şeyler kırılmalı
But all I do is give, and all you do is take
Ama yaptığım tek şey vermek, ve yaptığın tek şey ise almak
Something's gotta change, but I know that it won't
Bir şeyler değişmeli, ama biliyorum ki değişmeyecek
No reason to stay is a good reason to go
Kalmak için bir neden olmaması gitmek için iyi bir neden
Is a good reason to go
Gitmek için güzel bir neden
I should know by now, you should know by now
Şimdiye kadar bilmeliydim, şimdiye kadar bilmeliydin
I think I'm breaking right now
Sanırım şimdi parçalanıyorum
I should know by now, you should know by now
Şimdiye kadar bilmeliydim, şimdiye kadar bilmeliydin
I think I'm breaking right now
Sanırım şimdi parçalanıyorum
Something's gotta give, something's gotta break
Bir şeyler verilmeli, bir şeyler kırılmalı
But all I do is give, and all you do is take
Ama yaptığım tek şey vermek, ve yaptığın tek şey ise almak
Something's gotta change, but I know that it won't
Bir şeyler değişmeli, ama biliyorum ki değişmeyecek
No reason to stay is a good reason to go
Kalmak için bir neden olmaması gitmek için iyi bir neden
Is a good reason to go
Gitmek için güzel bir neden
Something's gotta give
Bir şeyler vermeli
